ABD Büyükelçisi Kıbrıs'ta nasıl öldürüldü?
Kıbrısla ilgili bu güne kadar perde arkasında kalmış bir olayı sizlere anlatmak istiyorum. Bu olayın pek ortaya çıkmamasında ABD, Yunanistan ve hatta Türkiye'nin sessiz kalması da neden oldu. Gelin şimdi bu olayı irdeliyelim:
1974 yazında Türkiye'nin Kıbrıs'a düzenlediği Barış harekatı son derece başarılı olmuştu. 16 Ağustos tarihine kadar Memetçik Ada'nın üçte birine hakim olmuştu. Türkiye'nin bu askeri başarısı Yunanistan'ın tepkisine neden oldu. Atina Türkiye'yi suçladığı gibi, ABD'nin de bu konuda etkisini kullanmadığını düşünüyordu. Onlara göre Washington taraf tutmaktaydı. Bu sayede ABD sessiz kalarak, Kıbrıs sorunu konusunda iki bölgeli bir çözümü ve bir tür federasyon kurulmasını onaylamış oluyordu. Türkiye'nin Ada'ya düzenlediği ikinci harekattan sonra ABD Dışişleri Bakanı Kissinger, ABD'nin Kıbrıs konusundaki politikasını açıklarken sınırları çizilecek Türk bölgesinin ne kadar bir alanı kapsayacağının görüşme konusu yapılabileceğini söylemişti. Bu, Yunanlıların gözünde ABD'nin Kıbrıs'ta bir tür coğrafi federasyon kurulmasını kabul ettiğini göstermekteydi.
Özellikle Makarios, Yunan solu ve bağımsızlık yanlısı Kıbnslı Rumların gözünde Kıbrıs'ın Türkiye tarafından işgal edilmiş olmasının en büyük suçlusu; CIA ve NATO vasıtasıyla Türkiye'ye yardım eden, ABD emperyalizmi ve Kıbrıs ve Yunanistan'daki fanatik milliyetçi hainlerdi. Kendilerince suçlu olarak gördükleri ABD'nin cezalandırılmasına karar verdiler. İlk av ABD'nin Kıbrıs Büyükelçisi olarak seçildi. Bu suikastte başrolü oynayacak isim "Pablo" olarak bilinen Mihalis Raptis'ti.
*
Mihalis 1911 yılında Mısır'ın İskenderiye kentinde Rum bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Daha sonra Atina'ya gelen Mihalis, Atina Teknik Üniversitesi ( Politeknik) okulunu bitirdi ve Fransa'ya gitti. Orada Paris Sorbonne Üniversitesinde kent planlaması okudu. Genç yaşta Yunan İşçi Hareketi'nin içinde yer aldı. Atina'da başlayan Troçkist hareketin içinde yer aldı ve zaman içinde de bu hareketin "Pablo" adıyla bilinen en önemli ve ünlü lideri haline geldi.
Pablo, çok zeki ve çevresinde saygı duyulan bir insandı. Başarılı bir teorisyen ve eylemciydi. Tüm yaşamı mücadele içinde geçmişti. Ona adeta tapan, istediği her şeyi tereddütsüz yerine getiren millitanları vardı. Yunanistan'da, Avrupa'da, Kuzey Afrika'da, Ortadoğu'da ve elbette Kıbrıs'ta...
Pablo'nun en sadık adamlarından Thos (Çakal), cinayetin kahramanlarından biri olacaktı Yunan iç savaşında henüz 17 yaşmdayken komünistlerin yanında yer alan Çakal. Bu savaşta tanıştığı bir gazeteciden etkilenerek, muhabir kisvesine büründü. Bu arada lideri Pablo ile ilişkileri de sıkı fıkı devam etti. Gazeteci kimliği, taşıdığı İtalyan pasaportu ve bildiği altı yabancı dil onun her ülkeye serbestçe girmesini ve kolaylıkla faaliyet göstermesini sağlıyordu. Zamanla Pablo'nun savaşında onun mesajlarını taşıyan özel ulağı oldu.
Devam edecek