2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçları açıklandı

2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçları açıklandı
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının finansal olarak desteklediği "2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması" sonuçlarının açıklandı.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Nüfus Etütleri Enstitüsünce, TÜBİTAK 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında yürütülen, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının finansal olarak desteklediği "2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması" (TNSA) sonuçlarının paylaşıldığı toplantı, Çankaya'da bir otelde düzenlendi.

Programa, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe, HÜ Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen, Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Banu Ergöçmen katıldı.

"TNSA önemli bir yer tutuyor"

Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe, yaptığı konuşmada, sadece sağlık alanında yapılan çalışmaların değerlendirilmesinde kullanılmayan, aynı zamanda ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirlemede de anahtar rol oynayan, sağlık, nüfus ve sosyal politika alanında ülkelerin yürüttüğü programların değerlendirilmesine ve yeni stratejilerin oluşturulmasına kaynaklık eden sağlık göstergelerinin, büyük araştırmalar ve kayıt sistemlerinden elde edildiğini ifade etti. 

Bu büyük araştırmaların başında, 90'ı aşkın ülkede sağlık ve nüfusla ilgili doğru ve ulusal düzeyde verilerin toplanmasını ve yayılmasını sağlayan Demografik ve Sağlık Araştırmaları'nın geldiğini belirten Meşe, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın bu anlamda önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Meşe, HÜ Nüfus Etütleri Enstitüsünce 1968'i takip eden 50 yıl içinde, 5 yıllık aralıklarla yapılan 11 TNSA'nın başarıyla gerçekleştirildiğini vurgulayarak, bu araştırmaların, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, nüfus ve sağlık alanında karar vericiler, politikacılar ve araştırmacılara son derece zengin ve karşılaştırmalı bir demografik veri kaynağı sunduğunu kaydetti.

Sağlık alanında Türkiye'de son 50 yılda ciddi kazanımlar elde edildiğini belirten Meşe, şunları kaydetti:

"Bu araştırmaların ilkinin yapıldığı 1968'de, ülkemizde bebek ölüm hızının binde 170'lerde iken, 2018 yılına geldiğimizde binde 10'un altına, yüz binde 61 olan anne ölüm oranlarının ise son 15 yılda, yüz binde 13,6'ya düştüğünü belirtmekten mutluluk duyuyorum. Bakanlığımız, sunduğu hizmetlerin kalite ve standartlarını yükseltmek için tüm imkanları ve paydaşları ile birlikte çalışmalarına devam etmektedir. Hacettepe Üniversitesi, Cumhurbaşkanlığı Bütçe ve Strateji Başkanlığı ve TÜBİTAK arasında imzalanan protokol ile gerçekleştirilen 2018 TNSA'nın sonuçlarının ülkemize önemli değerler katacağına olan inancımız tamdır."

"Bu rakam, müthiş bir rakam"

HÜ Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen de üniversitelerin gerçek görevlerinden birinin, devlete ve politika yapıcılara akademik bilgileri sunmak, onların doğru kararlar almasına ışık tutmak olduğunu söyledi.

Türkiye'nin yaptıklarının dünyada eşi ve benzeri bulunmadığını belirten Özen, bunların dünyaya anlatılması gerektiğini ifade etti.

Bu anlamda akademinin inandırıcılığının, siyasetin ve bürokrasinin inandırıcılığından daha önemli olduğunu vurgulayan Özen, "Bu çalışmada gösterildi ki yüzde 93 oranında Suriyeli mülteci hanım, doğumlarını bir hastanede gerçekleştirmiş. Bu rakam, müthiş bir rakam. Doğum sonrası kontrolleri de yüzde 90 oranında. Bu, neredeyse gelişmiş ülke vatandaşlarının ulaşabileceği bir rakam." dedi.

Özen, bugün son yolculuğuna uğurlanacak eski HÜ Rektörü Prof. Dr. Yüksel Bozer ile Türkiye'nin sayılı üniversitelerinden birini kuran Prof. Dr. İhsan Doğramacı'yı ve halk sağlığına olan yakınlığının şekillenmesine öncülük eden tüm hocalarını rahmetle, minnetle andığını söyledi.

Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Banu Ergöçmen ise araştırmayla elde edilen bilgilerin ve verinin; plan ve programların yapılmasında, stratejilerin belirlenmesinde, izleme ile akademik çalışmalarda yardımcı ve yol gösterici olmasını temenni etti.

Araştırma verisinin proje bitiminden hemen sonra herkesin kullanımına açılacağını belirten Ergöçmen, çalışmada emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.

"Yaşlanan nüfus sosyal güvenlik sistemi üzerinde baskıları artırıyor"

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Ağbal da araştırmada ortaya konulan verilerin, uluslararası düzeyde karşılaştırılabilir olduğunu dile getiren Ağbal, sonuçların, ülkenin ilerlemesi ve kalkınmasına katkı sağlayacağını söyledi.

Ağbal, gelecek dönemde demografi ve sağlık göstergelerinin dünyanın jeopolitik dengelerini ve küresel rekabeti önemli ölçüde etkileyeceğini belirterek, "Yaşlanan nüfus sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskıları artırıyor. Sağlığa erişilebilirliğin artması ve sağlık teknolojilerindeki değişim, doğum, ölüm, ortalama yaşam süresi ve hastalık türlerini değiştiriyor." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin hem demografik fırsat penceresi hem de sağlık hizmetlerine erişimde pozitif gelişmeler elde ettiğini vurgulayan Ağbal, şunları söyledi:

"Bunlar kamu maliyesi ve ekonominin sürdürülebilirliğini sağlamada, GSYH'nin yukarıya taşınmasında son derece önemli. Türkiye'nin dinamik ve genç nüfusa sahip olması, ülkemizi bölgesinde rekabetçi kılacak en önemli özelliklerden bir tanesi. Türkiye için 2050 yılına dönük bir yaşlanma olgusunu konuşsak da ülkemizin bugün sahip olduğu genç nüfus bizim için son derece önemli bir fırsat. Bunu çok iyi kullanmamız gerekiyor."

2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 1968 yılından bu yana 5'er yıllık aralarla ülkenin bilimsel ve hizmet ihtiyaçlarını göz önüne alarak nüfus ve sağlık araştırmaları yürütüyor. 

Başta Kalkınma Planları olmak üzere Birleşmiş Milletlere bağlı kuruluşların (Dünya Sağlık Örgütü, UNFPA, UNICEF ve benzeri) uluslararası karşılaştırmalı raporlarında, bu araştırma serisinin verileri kullanılarak hesaplamalar yapılıyor. 

Söz konusu araştırmaların 11'incisi olan, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının finansal olarak desteklediği ve 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer alan "2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması" TÜBİTAK 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında gerçekleştirildi.

Araştırma, Türkiye'nin demografik yapısı, doğurganlık düzeyi, gebeliği önleyici yöntem kullanımı, anne-çocuk sağlığı ve üreme sağlığı ile ilgili konularda mevcut duruma ve değişimlere ilişkin ulusal ve bölgesel düzeyde bilgi sağlayan bir örneklem çalışması niteliği taşıyor. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.